
KÜRD SELAHADDİN VE KUDÜS’ÜN ALINIŞI (4-SON) Pela 2 ya
Yüzükler satın alındı, babanın gözü bile
Ayırt edemedi asıl yüzükle sahtelerini.
Mutlu biçimde topladı oğullarını,
Tek tek çağırdı hepsini, her birine ihsan etti
Duasını ve yüzüğünü, ve öldü – Duyuyor musun beni?
Selahaddin:
Duyuyorum, duyuyorum, bitir artık hikâyeyi;
Yakın mı sonu?
Nathan:
Hikâye bitti, Sultan,
Bundan sonra olanları tahmin edebiliriz elbette.
Baba ölür ölmez her biri çıkarır yüzüğünü,
Ortaya çıkıp evin efendisi olduklarını ilan ederler.
Sorular gelir, çekişmeler, şikâyetler – hiçbiri işe yaramaz;
Gerçek yüzük asla ayırt edilemez,
Şimdi de ayırt edemeyiz – gerçek inancı.
Selahaddin:
Nasıl! Nasıl!
Cevabı olur bu sorduğum sorunun?
Nathan:
Hayır,
Cevap değil de benim özrüm olabilir ancak;
Çünkü seçim yapamıyorum
Babanın yaptırdığı yüzükler arasında,
Birbirlerinden ayırmak mümkün değil onları.
Selahaddin:
Yüzükler – oynama benimle: bence
Adını saydığım dinler arasında
Fark gözetilebilir; kıyafetlere, içeceklere ve yiyeceklere göre bile.
Nathan:
Ama delillere göre değil.
Tarihteki her şey birbirine benzemez mi,
Geleneksel veya yazılı. Tarih
Güvene dayanmalıdır – öyle değil mi?
En çok kime güvenme ihtimalimiz vardır?
Kendi insanlarımıza elbette, o adamlar ki
Bizimle aynı kana sahiptir, çocukluğumuzdan bu yana
Kanıtlamışlardır bizi sevdiklerini, bizi asla aldatmamışlardır,
Belki sadece bizim için iyiyse aldatmışlardır.
Nasıl inanabilirim atalarıma
Senin kendi atalarına inandığından daha az. Nasıl söyleyebilirim
Senin atalarının seni yanılttığını,
Benimkiler doğruyu söylüyor diyebilmek için.
Hıristiyanlar için de öyle.
Selahaddin:
Tanrı tanığımdır ki,
Adam haklı, susmam gerek artık.
Nathan:
Gelin, dönelim yeniden yüzüklere.
Dediğim gibi, oğullar şikâyet ediyordu. Her biri hâkime
Yemin ettiği babasının elinden
Aldığına dair yüzüğünü, durum da gerçekten buydu;
Hepsi babalarının söz verdiği gibi uzun süre sonra
Almışlardı yüzüklerini, gerçekten de öyle olmuştu.
Babalarının, diyordu her biri, onlara karşı
Yalan söyleme ihtimali yoktu,
Babalarından şüphelenmektense
Erkek kardeşlerinin yargılanmasını istediler
Haince sahtekârlık yapmak gibi bir suçtan, cesurca.
Selahaddin:
Ve sonra hâkim… Duymak istiyorum
Neler söyleteceksin hâkime. Devam, devam.
Nathan:
Dedi ki hâkim, siz babanızı getirmedikçe buraya
Kürsümün önüne, ceza veremem kimseye.
Bir bilmeceyle ilgili tahminde mi bulunayım? Yahut beklediğiniz
Gerçek yüzüğün gelmesini mi bekliyorsunuz dile?
Ama durun – bana dediniz ki gerçek yüzük
Taşıyıcısına gizli bir güç sağlarmış
Tanrı da insanlar da severmiş onu; cevabı böyle bulacağız.
Siz iki kardeşinizden hangisini daha çok seviyorsunuz?
Sustunuz. Bu sevgiyi harekete geçiren yüzükler
Sadece kendine mi çalışır, herkes sadece
Kendini mi sever? Hepiniz aldatılmış aldatıcılarsınız,
Yüzüklerden hiçbiri gerçek değil. Gerçek yüzük
Kayboldu belki de. Gizlemek veya telafi etmek için
Kayboluşunu, babanız aynısından üç tane ısmarladı.
Selahaddin:
Ne hoş, ne hoş!
Nathan:
Ve (devam etmiş hâkim)
Ceza yerine bir öğüt kabul ederseniz,
Benim öğüdüm şudur size, meseleyi
Olduğu yerde bırakın. Her birinize
Birer yüzük vermiş babanız,
Herkes inansın kendi yüzüğüne.
Belki de babanız istemedi artık
Tek bir yüzüğün tiranlığını hoş görmeyi;
Ve elbette, hepinizi ne kadar seviyor olsa da
Üstelik hepinizi eşit seviyordu, onu mutlu etmezdi
Birinizi tercih edip diğer ikisini ezmesine sebep olmak.1
Hepiniz bunu bu karşılıksız sevgiyle onur duyun
Önyargılarınızdan sıyrılıp her biriniz çabalayın
Diğer erkek kardeşlerinizle yarışmaya, yüzüğün
Erdemini göstermekte: yardım edin ona
Nazikçe, cömertçe, sabırla ve
İçsel bir teslimiyetle Tanrı’ya.
Eğer yüzüğün erdemleri devam ederse
Çocuklarınızın çocuklarında gösterirse kendisini,
Binlerce binlerce yıl sonra, yine gelin
Bu kürsünün önüne – daha yüce biri
Benden, oturacaktır burada ve karar verecektir.
Mütevazı hâkimin kararı böyledir.
Gotthold Ephraim Lessing
Not: Bu yazının özetini Masonların Web sayfasından aldım.